İstanbul Travestileri, Sırları, Geyik, Şifreler ve Eğlenceli Anlar

istanbul travestileri eğlence galata kulesi önü

İstanbul ve İstanbul travestileri. Her köşesi ayrı bir hikaye, her sokağı farklı bir macera sunar. Ama sadece sokaklar mı? Tabii ki hayır! Bu şehrin alabildiğine renkli yaşamının gizli pırıltıları arasında İstanbul’un travestileri de var. Her biri farklı karakter, apayrı bir mizah anlayışıyla dolup taşan bu topluluklar, sosyal medyada ya da dış dünyada göründüğünden çok daha derin bir evren barındırıyor. Özellikle de kendi aralarındaki sırlar, şifreler ve geyiklerle! Emin olun, bu yazı size biraz tebessüm ettirecek ve bu dünyaya kapı aralayacak.

Travesti Şehir Efsaneleri ve Gizli Ağı

Öncelikle bir şeyi netleştirelim. Bizim İstanbul travestileri, James Bond’dan rol çalmamış olabilir ama kendi aralarında ciddi gizli kodlar kullanıyorlar. Zira İstanbul’da hayatta kalmanın ve sosyalleşmenin en eğlenceli yolu bu! Örneğin, dışarıda kaşla göz arasında kullandıkları bazı şifre kelimeleri keşfetmek için bir süre onları tanumanız gerekiyor. Tabii bu tek seferde olacak bir iş değil.

  • “Kahve yapalım mı artık?”
    Bu dışarıdan duyan birine sıradan gelir ama aslında bu, “Bir eğlensene, suratın düşmüş,” demenin travesti dünyasında kodlanmış hali. Özellikle Galata tarafında bu cümleyi sık sık duyarsanız şaşırmayın. O kahve, bildiğiniz kahve değil!

  • “Ne giymiş o ya!”
    Bu, umut etmeyi unutmamış bir travesti için efsane bir kod! Yani kişiyi şıklığıyla övebilir ya da tam tersini ima edebilirsiniz. Esasen cümleyi daha karizmatik bir boyuta sokmak tamamen tonlama meselesidir.

  • “Manken geldi, açılın!”
    Genelde İstiklal Caddesi’nde yankılanan bir şaka, kendi tabirleriyle “top top açılma seansı”. Bu biraz “kendiyle dalga geçme” sanatının zirvesi.

Sadece bu değil; çoğu travesti arasında “yuva sıcaklığı” tadında bir arkadaş grubu kültürü vardır. Paylaşılmayan salata dahi onların lügatında suçtur. “Evde limon yok, pastırma var mı?” gibi kabaca bir soruyu bile içindeki duygusal anlamı çözemezseniz, bu dünyaya tam adapte olmanız zor!

Eğlencenin Anahtarı İstanbul Travestileri Mizahında Gizli

“Yeraltı kodları” denince hemen filme bağlamayın, ortada ne ajan var, ne de montaj. Gerçek travesti mizahı, samimiyetin birer oyun alanına döküldüğü minicik şakalarla doludur. Örneğin:

  1. “Kurban mısın canım, koyun musun?”
    Bu laf, sahne arkasında hazırlanıp gelen “çabuk silkelen artık” demenin nazikçe süslenmiş halidir. Aykırı makyajı ya da gece kulübü enerjilerini betimlerken kulağınıza gelen bu tür sözlere gülebilirsiniz.

  2. WhatsApp Gruplarında Baston Emojisi
    Aman Allah’ım! İstanbul travestilerinin özel WhatsApp gruplarını bilmeyeniniz varsa, büyük olay kaçıyor. Baston emojisi, mideye oturmuş bir “o şaka olmamış” esprisine yapıştırılır. Mantığı şu; yaşlanacak bir konu değil ama şaka tatsız yani.

  3. Sabahlık Partileri ve Derme Çatma Defileler
    İstanbul travestilerinin efsane geleneklerinden biri de sabaha karşı pat diye yapılan “gözü kapalı defileler”. O dolaptan çıkarılan tüller, uydurulan taçlar, yürüyemeyen topuklular… Ve ortamdaki en ciddiye alınan detayı unutmayalım; hangi sabahlık, jüri onayını alacak?

Aramızda Şşş, Ama İstanbul Travestileri Şehirle Dalga Geçer!

Karış karış İstanbul’u bilip geyik yapmadan olur mu? En eğlencelisi, travestiler arasında popüler hale gelmiş “şehirle dalga şifreleri”. Mesela Beşiktaş’ta kahve içerken birinin “Bebek kadrosundan kimse ortalıkta yok,” dediğini duyarsanız şaşırmayın. Bu şifre, “Bu mekan biraz ruhsuz olmuş,” anlamında gezer.

Tek tek başlıklardan biri de, İstanbul travestilerinin arabesk müzikten techno’ya kadar tüm geniş yelpazeye olan tutkuları! 80’ler Melike Demirağ şarkıları playlist’inizi kafanızda hazır tutun çünkü bu onların “duygusal şifre teması”.

Şehir hayatında travestilerin ne kadar yaratıcı mizaha sahip olduğunu bu yazıda biraz hissetmişsinizdir. Onların kendi aralarındaki kodlar, şifreli kelimeler veya geyikleri yalnızca şehrin birtakım karikatür versiyonlarını oluşturuyor! Ne olur ki? Daha fazla gülelim yeter. 🙂

Scroll to Top